22 Haziran 2016 Çarşamba

OLUMSUZ DUYGULARDAN KURTULAMIYORUM !





OLUMSUZ DUYGULARDAN KURTULAMIYORUM !

Kimi zaman bizi üzen, kimi zaman mutlu eden,kimi zaman korkutan, kim zaman ise sevince boğan duygularımız
hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır.

Şu bir gerçektir ki duygularımız olmasaydı hayatımızın pekte bir tadı olmazdı. Klasiktir ama çokta haklıdır 'duygularımız olmazsa masadan, duvardan farkımız kalmazdı'cümlesi.

      Peki duygularımız hayatımıza bu kadar anlam katarken nasıl oluyor da bazen içinden çıkılmaz, baş edilemez bir hal alabiliyor?
 
      Bu soruyu cevaplamadan önce  duygularımızla ilgili bir tanımlama yapmamız,durumu daha anlaşılır kılacaktır.  Temelde duygularımızı olumlu ve olumsuz duygular olmak üzere iki ayrı kategoriye ayırırsak;
Olumlu duyguları , mutluluk, sevinç,neşe, güven, vs. gibi  olumlu yönde motivasyon sağlayan, yaşam kalitesini arttıran, hayata karşı olumlu bakış açısı sunan duygular olarak tanımlarken,
Olumsuz duyguları ise korku,kaygı,keder, hüzün, nefret öfke gibi hayata karşı negatif bakış açısı zemini hazırlayan, kontrol edilemediğinde öz güven eksikliği, olumsuz benlik algısı, krizler vs.
 gibi sonuçlar oluşturan, yaşam kalitesini azaltan duygular olarak tanımlayabiliriz.
      Bir diğer önemli nokta ise bu duyguları hangi yoğunlukta deneyimlediğimizdir. Muhakkak ki her iki duygu türünü de normal olarak varsayacağımız bir yoğunlukta hissetmemiz  doğal bir durumdur. Çünkü olumlu ve olumsuz duygular yaşamımızın içerisinden ayrıştırıp atamayacağımız, yaşamla bütün olan duygulardır. Önemli olan sağlıklı bir şekilde bu duygularla baş edebilmemizdir. Aşırı yoğunluktaki duygularımızla baş edemediğimiz  zamanlarda durumumuz içinden çıkılmaz bir hal almaya başlayacaktır. İşte tam da bu noktada yazının başında sorduğumuz soru gündeme gelecektir.

     Duygularımız hayatımıza bu kadar anlam katarken nasıl oluyor da bazen içinden çıkılmaz, baş edilemez bir hal alabiliyor?
   
     Düşünce ile var olan insanoğlunun duyguları da düşüncelerinin bir ürünüdür. Yani olumlu bir düşünce olumlu bir duyguyu oluştururken, olumsuz bir düşünce ise olumsuz bir duyguyu meydana getirmektedir. Örneğin sınavı güzel geçmiş olan bir öğrenci  sınavında başarılı olacağını düşünecek ve kendisini mutlu hissedecektir. Bu durumun aksine işinde başarılı olamadığını düşünen bir çalışan ise kendisinin yetersiz veya beceriksiz olduğunu düşünecek, yaptığı işten zevk alamayıp mutsuz olacaktır.

    Bir durum karşısında zihnimizdeki düşünceler ne yoğunlukta olursa duygularımızda o yoğunlukta olacaktır.
    Öyleyse , olumsuz duygularımızdan kurtulamamamızın nedeni bu duyguların arkasından süre gelen düşünce kalıplarımızdır.
    Yazının bundan sonraki kısmında duygularımızı keşfetmek ve arkasındaki düşünce kalıplarının farkına varabilmemiz için bizleri olumsuz duygulara götüren 10 temel düşünce kalıbından bahsedeceğim. Bu bölümü okurken düşüncelerinizi kontrol edip tanımlara uyup uymadığını incelemeniz,duygularınızı anlamlandırıp, kontrol altına almanız noktasında size yardımcı olacaktır.

   1)  Ya Hep Ya Hiç
    
     Bu düşünce kalıbına göre her şey ya beyaz ya da siyahtır. Gri renk yoktur. Bu sınavı 1. olarak kazanmak zorundasındır. Üçüncü olamak tam bir hayal kırıklığıdır. Veya işinde hedeflediğin 100.000 $ ' ciroya  ulaşmak zorundasındır. 90.000$ tamamen bir işe yaramazlıktır.

  2) Aşırı Genelleme
    
     Bu düşünce kalıbında düşünen kişiler yaşadıkları olumsuzlukların hep devam edeceğine inanmaktadırlar. Örneğin evlenme teklifi yaptığı kız tarafından reddedilen bir gencin bir daha asla bir genç kız tarafından teklifinin kabul edilmeyeceğini düşünerek umutsuzluğa düşmesi.
     Oysa ki şöyle bir dönüp hayatımızın son 5 yılına  bakalım neler aynı kaldı ki...

 3) Zihinsel Filtreleme

     Zihinsel filtreleme düşünce kalıbında ise bir tek olumsuzluk bütün her şeyin mahvolmasına yetecek değerdedir. Kişi bu olumsuzluğa takılır kalır. Çeyizindeki tek bir fincanın kırılmasıyla bütün takımın bozulduğuna inanmak gibidir bu düşünce kalıbı.

4) Olumluyu Geçersiz Kılma

     Kişi hayatındaki olumlu olayları herhangi bir nedenden dolayı geçersiz sayar ve hayatıyla ters düşen olumsuz düşünceye takılır kalır. Kazandığı 6 satranç madalyasından sonra 1 madalya kaybeden bir satranç oyuncusunun artık dünyanın en kötü satranç oyuncusu olduğuna inanıp bir daha  madalya kazanamayacağını düşünmesi buna bir örnektir.

5) Sonuçlara Atlama

    'Kesin her şey berbat olacak,kimse bu düğünü beğenmeyecek.' gibi cümleler bu düşünce kalıbı kategorisine girmektedir. Kişi sonucun olumsuz olacağını desteklen bir kanıtı olmamasına rağmen her şeyin kötü olacağına inanır.
    Bir diğer versiyonu ise akıl okumadır. Bu düşünce yapısındaki kişi 'Kesin beni beğenmedi' 'Benden nefret ettiğine adım gibi eminim' gibi yine doğruluğunu destekleyen kanıtları bulunmayan, kendi kendisine geliştirdiği akıl okumaları yapar.

6) Aşırı Büyütme Veya Küçültme
     
      Bu durum tıpkı bir dürbün gibidir. Kişi olayları veya kişileri büyütür ve felaketleştirir veyahut küçültür ve küçümser.

7)  Duygusal Kararlar

      Bu düşünce kalıbında kişi duygularına göre sonuçlara varır. ' İçim daralıyor, kesin kötü bir şey olacak ' veya 'kendimi yalnız hissediyorum, kimse beni sevmiyor' gibi mantığa uymayan, mantıksal dayanağı olmayan düşünce kalıplarıdır.

8) - meli , -malı Cümleleri

     Kişi bu düşünce kalıbında kendisini -meli, -malı cümleleri ile mative eder ancak bu durum kişi üzerinde o kadar baskı oluşturur ki yapması gereken şeylere karşı isteksizlik duyar veya yapması gereken şeyi abartarak yapar.
     Finallere giren öğrnecinin AA almalıyım düşüncesiyle bütün ayrıntıları listeleyip ayrıntılar arasında boğularak sınava yeterince çalışamaması, iyi bir anne/baba olmalıyım düşüncsinde olan ebeveynlerin
anne/ babalığı abartarak kendilerini yetersiz hissetmesi gibi.

9) ETİKETLEME

     Aşırı uçlarda bir etiketleme durumudur. Kendimizi veya bir başkasını olumsuz bir tek davranışından dolayı etkileriz.
     Elindeki bardağı düşürüp kıran birisinin kendisini beceriksiz olarak etiketlemesi gibi.

10)  KİŞİLEŞTİRME

    Bu düşünce kalıbında ise kişi gelişen olumsuz durumlardan hep kendisini sorumlu tutar. Hiç bir nedene dayanmaksızın her şeyin sorumlusu kişidir.
    Çocuğu kötü karne getiren bir öğrenci veli'sinin kendi'sinin iyi bir anne olmamasınan dolayı çocuğunun kötü bir not aldığını inanması gibi.
   

     Genel olarak bu 10 düşünce kalıbını incelediğimizde kişinin  kendisini otomatik olarak olumsuz bir duygu durumu içerisinde bulabileceğini görmekteyiz. Bunun nedeni ise düşüncelerin olumsuzluk temelli olmasıdır.
     Ve bu duygu durum'larının arkasında mantısal dayanığı bulunmayan düşünce kalıpları var olmaktadır.

       Öyle ise olumsuz duygularımızdan kurtulmak için formülümüz açık
     
    1- İlk olarak hangi duyguyu yoğun olarak hissetiğinizi anlamaya çalışın

    2-Bu duygunun arkasındaki  düşünce kalıplarını keşfedin
   
    3-Bu düşüncenin ne kadar doğruğu,mantıklı olabileceğini tartışın

   
    4-Düşüncelerinizi yeniden düzenleyin



 Mevlana'nın da dediği gibi İnsan düşünceden ibarettir, geriye kalan et ve kemik... Gül düşünürsen GÜLİSTAN, diken düşünürsen dikenlik olursun...


Gülistan olmak dileği ile ...