2 Temmuz 2016 Cumartesi

ÇOCUKLARDA ALTINA ISLATMA PROBLEMİ VE TUVALET EĞİTİMİ




          ANNE BEN ALTIMA YAPTIMMM
 ÇOCUKLARDA ALTINA ISLATMA PROBLEMİ VE TUVALET EĞİTİMİ

  Banyoda geçen saatlerce beklemeler, yarı ıslanmış yerler, yataklar, masumane ve bir o kadar kaygılı gözlerle size bakan pantolonu ıslanmış yavrunuz... Evet tam olarak bahsettiğimiz tuvalet eğitimi süreci. Bu süreç bazı aileler için çok rahat bir şekilde atlatılabilirken bazı aileler için ise kabusa dönüşebiliyor. Peki neden böyle oluyor? Tuvalet eğitimi için ideal yaş nedir? Bu eğitimi nasıl yapmalıyız ve nelere dikkat etmeliyiz? Tuvalet eğitimi konusunda bu tarz sorulara sık sık rastlamaktayız.


ACABA ÇOCUĞUM TUVALET EĞİTİMİ İÇİN UYGUN BİR DÖNEMDE Mİ?

Çocuklar ortalama 2 yaş civarında tuvalet eğitimine ilgi duymaya başlarlar ancak bu bir tür çan eğrisi gibidir yani bazı çocuklar daha erken bir dönemde tuvalet eğitimi alabiliyorken bazı çocuklar ise üç hatta dört yaşlarında tuvalet eğitimine yönelebiliyorlar. Bir çocuğun tuvalet eğitimini alabilmesi için zihinsel,fiziksel,gelişimsel ve sosyal açıdan belli bir olgunluğa ulaşması gerekmektedir.

 Fiziksel olarak çocuğun annesinin yardımı alarak veya bir yerden destek alarak tuvaletin üzerine oturabilecek, elbiselerini çıkartabilecek ve tekrar giyinebilecek psikomotor ve kaba motor gelişimini belli bir seviyeye getirmiş olması ve oyun oynamayı bırakıp tuvaleti bitene kadar tuvaletin üzerinde durması gerektiğini bilmesi gerekir.
     Zihinsel olarak; çocuğun beyninin tuvaletini mesanesinde tutması gerektiği mesajını alması ve çişini ve kakasını tuvalete gidene kadar tutması gerektiğini anlayabilecek derecede olgunlaşmış olması gerekmektedir. Ayrıca çocuğun tuvalete gitme dürtüsü ve tuvalet arasındaki ilişkiyide iyi bir şekilde anlaması gerekmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz durumların algılanması genllikle 1,5-2 yaş aralığında başlar ancak bazı çocuklarda daha geçte gerçeleşebilir.
     Gelişimsel açıdan çocuğun anatomik olarak bölgesel bir olgunluğa oluşmuş ve  'Tuvaletimi kendim yapmak istiyorum' diyebilecek yeterliliğe sahip olması gerekiyor. kendi tuvalet ihtiyacını bağımsız olarak karşılayabilecek beceriye sahip olması gerekmekte.
      Sosyal açıdan ise çocuğun diğer insanlarında tuvalete gittiğini anlayacak ve bu durumu taklit edebilecek farkındalığa sahip olması gerekmektedir.
      Yukarıda bahsettiğimiz gelişimleri çocuğunuzda olduğunu düşünüyorsanız. Küçük yavrunuz artık tuvalet eğitimine hazır demektir.

      İYİ BİR TUVALET EĞİTİMİ NASIL OLMALIDIR ?

     Öncelikle bu konuda çocuğunuza karşı olan tavrınız çok önemli. Bu geçiş sürecinde çocuğunuza karşı baskıcı ve kızgın tavırlar sergilemek yerine daha anlayışlı, isteklerini dinleyen, zorlayıcı olmayan tavırlar sergilemeniz daha faydalı olacaktır. 
     İlk olarak eğitime başlamadan bir kaç gün önce bezini artık kullanmamanız gerektiğini, arkadaşlarının ve çevresindeki insanların bez kullanmadıklarını belirtmeniz, çocuğunuzun bezden ayrılması gerektiği fikrine alışmasını sağlayacaktır. Bezini zorlayarak değil kendi arzusuyla çıkartmanız gerekmektedir. 
    Tuvalet eğitimini tamamlamış arkadaşlarıyla bir araya getirmek ve örnek göstermek bu konuda faydalı olacaktır.
     İkinci aşamada çocuğunuza tuvaletini nasıl yapması gerektiğini uygulamalı göstermeniz öğrenmesi açısından yol gösterici olacaktır.
     Bir diğer önemli konu ise çocuğunuzu tuvaleti geldiğinde size söylemesi için cesaretlendirmeniz olacaktır. Onlar için bezden ayrılmak ve tuvalet ihtiyacını belirtmek utanç verici,eksiklik hissi oluşturacak bir durum olabilir veya oyuna dalabilirler. Bu nedenle çocuğunuza sık sık tuvaleti geldiğinde size söylemesini belirtmeniz destekleyici olacaktır. 
    Ayrıca geceleri belirli saatlerde çocuğunuzu tuvalete götürmeniz gece altına kaçırmaları önlemek adına size yardımcı olacaktır. Burada çocuğunuzun uyanık olması ve tuvalete gittiğinin farkında olması önemli bir nokta. Tuvalet eğitimini alışkanlık haline getirmek amacıyla çocuğunuz her tuvaletini söylediğinde, altını ıslatmadığında veya tuvaletini doğru bir şekilde yaptığında yıldız gibi veya öpmek, sarılmak gibi küçük ödüller vermeniz faydalı olacaktır.
.
     Tuvalet eğitimini verirken aynı zamanda çocuklarımıza temizlik alışkanlığınıda kazandırmaktayız bu anlamda sabun kullanma, musluk açma kapama , sifona basma gibi alışkanlıklarıda edindirmekteyiz. Tuvalet eğitimi kolay bir süreç değildir bu yüzden, sabırlı, istikrarlı ve sakin olmanız çocuğunuzun eğitimi açısından faydalı olacaktır.
    
     ALTINA KAÇIRMALAR

Anne ve babaların bütün çabalarına rağmen çocuklarda altına kaçırmalar görülmektedir. Çogu zaman bu durum anne- babaların paniklemelerine neden olabiliyor. Aslında ortada panikleyecek bir durum yok. Çocukların eğitim sürecinde altına kaçırması, uyurken yatağını ıslatması, sürecin getirdiği normal bir durumdur Çocukların uykuları çok derin olduğundan dolayı uyanamamaları ve altlarına kaçırmaları olasıdır. Bu gibi durumarda alışana kadar geceleri altı bezlenebilir ancak mutlaka belirli saatlerde uyku arasında tuvalete uyandırılmalarıdır. 4 ve 5 yaşına kadar yataklarını ıslatmaları normal bir durumdur.
   Bazen kazayla altına kaçırmalar gerçekleşe bilir. Çocuk oyuna veya televizyona dalmış ve altına kaçırdığını farketmemiş olabilir. Bu gibi durumlarda bunun bir kaza olduğu, kendisini suçlamadan belirtilmesi ve temizlemek için 'üstünü değiştirebilirmiyiz' denmesi önemlidir. Bu tavır çocuğun bulunduğu durumun kötü bir şey olmadığını hissettirecek ve utanmasını engelleyecek bir tavırdır.
    Travmatik bir olay yaşamış, yeni kardeşi doğmuş, anne ve babası ayrılmış veya baskı altında tuvalet eğitimi almış çocuklar tuvalete gitmeyi reddedebilir veya agresif tavırlar sergileyebilirler. Bunun nedeni de ilgiyi kendi üzerlerine çekmektir çünkü anne ve baba altını ıslattığında kendisiyle ilgilenmektedir. Bu ilgi agresyon tarzında bile olsa çocuk bunun ayrımını yapmaz çünkü o an anne ve baba kendisiyle ilgileniyordur ve dikkati onun üzerindedir.
     Tuvalet eğitimi süreci belki 3 gün belki haftalarca belkide aylarca sürecektir ancak bu eğitim çocuğunuzun sahip olacağı önemli kazanımlardan biridir. Bu süreçte rahat olmanız, eğitimi çocuğunuzla eğlenceli hale getirmeniz gelişim süreçleriden biri olan tuvalet eğitimize katkı sağlayacaktır.
                                                          

Aile Danışmanı Psk. Büşra Epözdemir 

ÇOCUKLARDA KARDEŞ KISKANÇLIĞI




                                 KARDEŞİMİ KISKANIYORUM !!!
                            (ÇOCUKLARDA KARDEŞ KISKANÇLIĞI)


     Düşünün ki eviniz bir saray ve evin biricik çocuğu bu sarayın kralı. Bütün ilgi, alaka onun üzerinde. Biraz ağlayınca istediği her şey yapılıyor. Neyi görse ve istese hemen önüne seriliyor. Herkes onu eğlendirmek, onunla oyunlar oynamak istiyor. Sonra bir gün  bu saraya kendinden daha küçük,daha güçsüz biri geliyor ve artık bu sarayda onlarla birlikte yaşayacağı bilgisi veriliyor. Kralımız bu duruma şaşırsa da eve yeni gelen bebeğin kendinden küçük olmasından dolayı hayatında çok bir şey değişmeyeceğini düşünüyor.
   Aradan kısa bir süre geçtikten sonra kralımız bu küçük bebeğin anne ve babasının bütün ilgisini kendi üzerine çektiğini ağladığı zaman herkesin onun ihtiyacını karşılamak için koşuşturduğunu ve kendi ihtiyaçlarının araya sıkıştırılarak eskisinden farklı bir şekilde karşılandığını, onunla oyun oynayan kişilerin artık küçük üye ile oyun oynadıklarını kısacası otoritesinin sarsıldığını farkediyor.
    İşte filmimiz burada kopuyor!!!
  Terimsel olarak kardeş kıskançlığı çocuğun kendi üzerinde yoğun bir şekilde hissettiği ve ihtiyaç duyduğu anne-baba ilgisinin aileye yeni katılan küçük üyeye yönlendirilmesi buna bağlı olarakta bu eksikliği hisseden çocuğun davranışsal tepkiler geliştirmesidir.
   İlk olarak şunu belirtmek gerekir ki kardeş kıskançlığı evrensel ve doğal olan, çocuğun duygusal gelişimine katkıda bulunduğu kadar karşılaştığı problemlere çözüm üretebilme yeteneğinide geliştiren önemli bir olgudur.
   Genel olarak kardeş kıskançlığı temelde ilk çocuğun anne-babasının ilgisini küçük kardeşiyle paylaşmak istememesi kaynaklı görünsede aynı zamanda küçük kardeşin büyük kardeşin becerilerine ulaşmaya çalışması ve gelişimsel nedenlerden dolayı bu  becerilere ulaşamamış olmasından dolayı yaşadığı başarısızlıklar kaynaklı olarak da ortaya çıkabilir.
   Her çocuk kıskançlığını farklı şekillerde ifade edebilir. Kimi çocuk 'Keşke doğmasaydı. Artık beni sevmiyorsunuz.' gibi cümleler kurarak kıskançlığınıık bir şekilde ifade edebiliyorken kimi çocuk ise bu duygusunu bastırarak altını ıslatma, kendi yemeğini kendi yememe, istediğini yaptırmak için ağlama krizine girme şeklinde bebekliğe gerileme olarak tanımladığımız bebekleşme davranışları sergileyebilmektedir. Bazı çocuklar daha içine kapanık, depresif davranıışlar sergileyebiliyorlar ki bu da 'Artık beni sevmiyorlar' düşüncesine bağlı olarak ortaya çıkabiliyorken bazı çocuklar da  kıskançlık duygusunu çok yoğun yaşadıklarından dolayı ve bu problemle başedebilmek için başka bir yol bulamadıklarından dolayı kardeşlerine zarar verecek (çimdikleme,vurma,ittirme vb.)davranışlarda bulunarak kıskançlıklarını ifade edebiliyorlar.
   Aileye yeni bir üyenin katılması ve ilgiyi kendi üzerine çekmesi çocukta kendini yalnız hissetme, terkedilmişlik hissi güvensizlik gibi duygu durumlarını ortaya çıkarmaktadır. Böyle bir durumda anne- baba tutumu çok önemlidir.Bu nedenle anne-babalar kardeş kıskançlığı ile karşılaştıklarında şu hususlara dikkat etmelilerdir;
1) Kesinlikle çocuklara kardeşlerini kıskandıkları için kızılmamalıdır çünkü bu duygu onlarda doğal olarak gelişen ve kötü niyetli olmayan bir duygudur ve kızılması halinde çocukta 'Ben kötü bir şey yaptım. Ben kötü biriyim' düşüncesini ortaya çıkaracağı gibi suçluluk duygusunuda beraberinde getirecektir.
2) Kardeşine zarar vermesi korkusuyla büyük çocuk küçük kardeşten uzaklaştırılmak yerine daha çok ortak faaliyetlerin yapılabilineceği ortamlar oluşturmak ve gözlem dahilinde onları yalnız bırakarak büyük çocuğa küçük çocukla ilgili ufak sorumlulular vermek çocuğun kardeşini kabullenmesi için faydalı olacaktır.
3)'Kardeşin doğduğunda 'Seni de çok sevicez.' veya ' Seni de kardeşin kadar çok seviyoruz' gibi  rekabet oluşturacak mesajlar içeren cümleler kurmak yerine biz algısını, beraberlik algısını içeren ' Biz(sen anne-baba ve kardeşin) beraber oyunlar oynayacağız', 'Birbirimizi çok seveceğiz' gibi cümleler kurulması önemli bir nokta olacaktır.
4) İki çocuğada eşit oranda zaman ayırmak yerine kendi ilgilerine göre olan ve onları mutlu edecek aktiviteler yapılarak verimli zaman geçirilmelidir.
5) Aile yakınları küçük çocuğa aşırı ilgi gösterdiklerinde uyarılmalıdır çünkü bu durum büyük kardeşim gözünden kaçmayacaktır ve kıskançlığını arttıracaktır.
6) Anne ve babalar mutlaka küçük kardeşin kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığını ve bu nedenle anne- babasına daha çok ihtiyaç duyduğunu çocuğun anlayabileceği bir dille anlatmalıdır.

   Son olarak sevgili anne ve babalar şunu unutmayalım ki;
- Kıskançlık her çocuğun yaşadığı doğal bir duygu durumudur ve bu yüzden çocuklara kızılmamalıdır.
-Her ne kadar bizler çocukların kardeşlerini kıskandığından dolayı bu davranışları sergilediğini düşünsekte temelde anne-babaya duyulan kızgınlık ve kırgınlık duyguları vardır.
-Çocukların kıskançlıklarını arttırmak veya azaltmak tamamen sizlerin tutumuna bağlıdır.


 Aile Danışmanı Psk. Büşra Epözdemir