Hepimizin çokça rastladığı bir durumdur özgüven eksikliği. Birçok
ebeveyn çocuğunun çok pasif olduğundan başkalarıyla konuşmaya çekindiğinden
yakınır, kimi öğretmen bazı öğrencilerinin derste parmak kaldırmaya
çekinmesinden bahseder. Tüm bu süreçlerin arkasında ise farklı faktörler yatar.
Bu yazıyı okumadan önce bir ebeveyn olarak
veya bir eğitimci olarak etrafınızdaki çocukların özgüvenlerini geliştirmek
için neler yaptığınızı bir düşünmenizi rica ediyorum.
Terimsel olarak özgüven kişinin kendisine yönelik öz değer,
öz saygı ve öz beğeni algılarının pozitif olmasıdır. Kişi kendisine karşı
değersiz, saygıyı hak etmeyen ve kendi becerinden görüntüsünden memnun olmayan
bir bakış açısı geliştirdiğinde öz güven eksikliği baş göstermeye başlıyor.
Peki ne oluyor da kişi kendisine karşı bu şekilde olumsuz
bir algı geliştirebiliyor?
Bu sorunun cevabı, çocuğun dünyaya geldiği ilk dönem
süreçlerine dayanmaktadır. Çocuk annesi ile güvenli bir bağlanma
gerçekleştiremediğinde düşünsel olarak değil ancak duygusal olarak ilk olumsuz
hisler gelişmeye başlar. Bebeğin ihtiyaçları ihtiyaç duyduğu anda
karşılanmadığında, anne ile göz kontağı sağlanmadığında ve bebek annesinden
sevgi ve şefkat görmediğinde özgüven eksikliğinin duvarları örülmeye başlar.
Bu süreci olumsuz olarak etkilemeye devam eden bir diğer
faktör ise fazla eleştirel ve kaygılı-tutarsız anne-baba tutumu. Sürekli eleştirilen çocuk bir süre sonra
kendisini her şeyi yanlış yapan, beceriksiz, işe yaramaz biri olarak algılamaya
başlar. Kaygılı ve tutarsız anne-baba tutumunda ise çocuk ailenin sürekli
kaygılı davranışları nedeniyle kendisini geliştiremez, dışarıya açamaz, ailenin
sürekli tutum değiştirmesi nedeniyle de sağlıklı kararlar alıp uygulayamaz.
Sürekli çatışan ebeveynlerin olduğu aile ortamı da bir diğer önemli faktördür.
Böyle bir ortamda çocuk kendisini güvende hissetmeyebilir. Kendisi yüzünden ebeveynlerinin
kavga ettiğini düşünerek kendisine yönelik suçlayıcı bir düşünce yapısı
geliştirebilir. Çocuğun şiddete uğruyor olması ise benlik ve değerlilik
algısını tamamen yok eden bir durumdur. Bu durum çocuğun kendisini değersiz,
işe yaramaz, hep sorun çıkaran bir varlık olarak algılamasına neden olur.
Özellikle okulda özgüven eksikliğine neden olan konu ise çocuğun akademik
zorlukları karşısında ebeveyn desteği alamamasıdır. Örneğin matematikte bir
konuyu anlamayan ve bu konudan ödev alan çocuk evde aile üyelerinden destek
alamaması durumunda kendini yetersiz, çaresiz ve işe yaramaz olarak
algılayabilir bu nedenle de okul ortamında kendisini daha geride tutabilir.
Özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların, ailelerinin dâhil olduğu inanç
sistemi çerçevesinde günah, ayıp, Allah seni çarpar gibi ifadelerle
yargılanması da çocuğun kendisine yönelik benlik algısının bozulmasına katkı
sağlayacak özgüven eksikliğini destekleyecektir. Toplum ve medya da önemli faktörlerden bir
diğeridir. Toplumsal yargılamalar, toplum içerisinde ayrıştırmaların,
karşılaştırmaların yapılması, medyanın özellikle ergenlik dönemindeki çocuklar
için ideal kişi profili çizmesi ve çocukların bu profile ulaşmak isterken
kendilerini kabullenememeleri buna bağlı olarak eksik, beceriksiz, uyumsuz,
toplum dışı olarak algılamalarına neden olmaktadır.
Yukarıda bahsetmiş olduğum bütün faktörler çocukların
benlik, öz değer, öz saygı, öz beğeni algılarını bozarak, aile, eğitim ve sosyal
hayatını, kendi iç dünyasını olumsuz olarak etkilemektedir.
Durum bu kadar
önemli iken Çocukların özgüvenlerini nasıl geliştireceğiz? Sorularını duyar
gibiyim.
Öncelikle ilk bebeklik döneminde anne ile bebek arasında
güvenli bir bağlanma gerçekleştirilmelidir. Bebek annesinden ihtiyaç duyduğu
sevgi, ilgi ve bakımı alabilmelidir. Çocuklar yeni bir şeyler öğrenmeye ve keşfetmeye
başladığında ise bu davranışları engellenmemelidir. Çocuğun keşfettiği veya
yeni öğrendiği konu üzerinde ebeveynler çocuklar yardıma ihtiyaç duyduğunda
yardımcı olmalıdır. Çocuklara
başardıkları şeyler için motivasyon ödülleri verilmelidir. Ancak bu
ödüllendirme makul olmalıdır. Aferin, Bravo, harikasın gibi motivasyon
cümleleri başarıları ardından kullanılmalıdır.
Tüm bunların yanında iyi bir rol model olmalısınız. Eğer
ebeveyn olarak sizlerde kendinizde özgüven eksikliği olduğunu hissediyorsanız
unutmayın yanınızda sizleri birebir kopya eden çocuklarınız var bu nedenle
çocuğunuzun öz güven eksikliği arkasında sizden almış olduğu davranış modelleri
olabilir.
Çocuklarınıza yönelik haksız eleştirilerde bulunmayın.
Yaptığınız eleştirileri açıklayın.
Çocuklarınızın yapamadıklarından çok yapabildiklerine
odaklanın. Başarılı oldukları alanlara
yönlendirerek bu yönlerini geliştirmelerine yardımcı olun.
Çocuklarınıza iletişime açık olduğunuzu hissettirin. Sizden yardım
alabilme konusunda kendilerini güvende hissetmelerini sağlayın.
Akademik anlamdaki başarısızlıklarını yargılayarak ve
etiketleyerek gündeme getirmeyin. Yani tembelsin, akılsızsın gibi kelimelerle
etiketlemek yerine bu konuda eksik olan neydi?,
Sence daha başarılı olabilmemiz için neye ihtiyacımız var? gibi sorularla kendi eksiklerini fark etmesini
ve bu eksikleri gidermek için motive olmasını sağlayın.
Yapmış oldukları hatalar karşısında orantısız cezalar
vermeyin. Mümkünse hiç ceza vermeyin. Olumsuz davranışı ve sonuçlarını üzerine
konuşun. Her zaman yanında olduğunuzu ve onu desteklediğinizi kendisine
hissettirin.
Çocuklarınıza vakit ayırın ona değerli olduğunu, onu
önemsediğinizi hissettirin.
Çocuğunuza ve sınırlarına saygı duyun. Kişisel alanına
girdiğinizde izin isteyin. Bu ona özsaygı duygusunu geliştirmesinde yardımcı
olacaktır.
Ve en önemlisi çocuklarınıza sevginizi gösterin bu kendisini
kabul edilmiş ve sevilmeyi hak eden biri olarak algılamasını sağlayacaktır.
Aile Danışmanı Psikolog
Büşra Epözdemir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder